El páramo

Korkudan beslenen bir varlık, toplumdan uzak bir hayat süren bir aileyi ziyaret etmektedir. Bu aile, sessiz ve huzurlu bir yaşam sürmekte, kendilerini dünyadan izole etmektedirler. Ancak bir gün, küçük Diego adında bir çocuğun annesini tehdit eden bu korkunç varlık, onların kapısını çalar.

Diego'nun annesi, bu yaratığın varlığından haberdar olmasına rağmen, oldukça korkmuş ve endişeli bir haldeydi. Çünkü bu varlık, insanların korkularını besleyerek güçlendiği için, ona maruz kalmak oldukça ürkütücüydü. Diego ise annesini korumak için kararlıydı.

Yaratık, evlerine girdiğinde, Diego'nun kalbinde bir cesaret alevlendi. Karanlık odada, korkusuzca yaratığın karşısına dikildi ve ona meydan okudu. "Anneme dokunma!" diye bağırdı.

Yaratık, Diego'nun bu cesur hareketinden oldukça şaşırmıştı. Ancak korkudan beslenebildiği için, yine de güçlüydü. Diego'nun annesine yaklaştı ve ona tehlikeli bir şekilde yaklaştı.

Ancak Diego, yılmadan yaratığın üzerine atladı ve onunla mücadeleye girişti. Yaratık, Diego'nun cesaretini ve kararlılığını görünce yenilgiye uğramaktan korktu. Ona saldırdı, ama Diego, annesini korumak için her şeyi göze aldı.

Sonunda, Diego'nun cesareti ve inancı, yaratığı etkisiz hale getirdi. Yaratık, korkudan beslenemeyince zayıflayıp yok oldu. Diego ve annesi, bu tehlikeli varlığı bertaraf etmenin sevincini yaşadılar.

Bu olaydan sonra, Diego ve ailesi, korkunun üstesinden gelebileceklerini ve birlikte her türlü zorluğun üstesinden gelebileceklerini anladılar. Cesaretleri ve birbirlerine olan bağlılıkları sayesinde, artık hiçbir şeyin onları yıkamayacağına inanıyorlardı.