Hayatın Bedeli

Kongre, 11 Eylül Mağdur Tazminat Fonu'nun başına avukat ve ünlü arabulucu Kenneth Feinberg'i (Michael Keaton) atar. Feinberg ve şirketinin operasyon şefi Camille Biros (Amy Ryan), trajedinin kurbanlarına finansal kaynak tahsis etmekle görevlendirilir ve hesaplanamaz kayıplara uğrayan ailelere yardım etmek için bir hayatın değerini belirlemek gibi imkansız bir görevle karşı karşıya kalır. Feinberg, karısının ölümünün yasını tutan bir topluluk organizatörü olan Charles Wolf (Stanley Tucci) ile kafa kafaya geldiğinde, trajedinin gerçek insani maliyetlerini öğrenmeye başladığında başlangıçtaki sinizmi yavaş yavaş merhamete dönüşür.
Türkçe dublajlı Worth filminde sorulan soru şu; Hayatın değeri nedir? Bu kasvetli drama da avukat Kenneth Feinberg bir grup hukuk öğrencisine bu soruyu sorar. Sınıfta, Feinberg bir cevaba çabucak varıyor, varsayımsal olarak mağdur bir dul ile tartışmaya açık bir şekilde sorumlu olan şirket arasında müzakere edilen bir sayıdır cevap. Ancak gerçek dünyada Feinberg, bunun o kadar basit olmadığını öğreniyor…
11 Eylül saldırılarının ardından, 11 Eylül Mağdur Tazminat Fonu çevresinde gerçekleşen gerçek sahne arkası tartışmalarına dayanarak, Hayatın Bedeli, tam olarak başlığının önerdiğini ele alıyor yani sevilen birinin kaybına nasıl değer biçebilirsiniz? Sara Colangelo tarafından ustaca yönetilen, Keaton tarafından iyi canlandırılan ve Amy Ryan'ın, Feinberg'in yardımcısı Camille Biros'u canlandırdığı ve konusunun hak ettiği saygı ve hürmetle yapılmış olmasına rağmen, Worth yine de biraz fazla katı kalıyor ve insan değeriyle ilgili tüm derslerinden sonra bile, 4k filmin konusu aslında Feinberg ve ekibinin daha önce 2017 belgeseli Playing God'ın konusu iddia edilen kurbanların en az %80'ini kaydolmaya ikna edip edemeyeceği bir fona bağlıdır. 
Başlangıçta, Feinberg kesinlikle dünyanın geri kalanından kaçınan bir sayı kırıcıdır. Operayı kulaklıklarıyla o kadar çok dinliyor ki, 11 Eylül saldırıları sırasında D.C. banliyö treninde Pentagon'dan gelen dumanı bile fark eden son kişiydi. Ülkesine ihtiyaç duyduğu zamanda hizmet edebileceğine inanarak, Mağdurlar Fonunu en iyi şekilde ve dikkatle denetlemek için imza attı. Ancak, Mağdurlar Fonu, havayolu endüstrisini ve ABD ekonomisini sakat bırakabilecek potansiyel olarak maliyetli davaları yatıştırmak için kurulduğundan, Feinberg kendisini aileler dava açmasınlar diye, bir kamu görevlisinden ziyade bir şirket şövalyesi olarak algılanırken buluyor. Feinberg'in ilk planı, ailelere ölen kişinin gelirine göre belirli bir miktar para ödemek. Ancak, hayatta kalanlarla, özellikle de karısı ikiz kulelerde ölen ve “fonu düzeltmek” için kampanya yürüten bir topluluk organizatörü olan Charles Wolf ile doğrudan tanışıp etkileşime girdikten sonra Feinberg, tek kişilik bir sistemin herkese uygun olduğunu öğrenmeye başlar…