King Judith

Miriam Leaf adlı dedektif, üç kadının kaybolması olayını araştırıyor. Kayıp olan kadınlar, Amerika'nın güneyindeki "göl bayanı" hikayelerini inceleyen akademisyenlerdir. Durum, Miriam göldeki bir kadının görüntüsüyle başlayınca tuhaf ve rüya gibi bir hal alır. Bu görüntü, Miriam'in zihninde kıyamet gibi bir etki bırakır ve onu bu gizemli olayları çözmek için daha da motive eder.

Miriam, kayıp kadınların arkadaşları ve aileleriyle görüşür ve onların son görüldükleri yerleri takip eder. Araştırmaları sırasında, bu kadınların ortak bir noktasının olduğunu keşfederler: hepsi son olarak gölde görülmüşlerdir. Bu durum Miriam'in dikkatini çeker ve göl bölgesindeki diğer kayıpları da incelemeye başlar.

Göl bölgesindeki insanlarla konuştuğunda, Miriam, bazı ilginç hikayeler duyar. Birçoğu, gece vakti göl kenarında bir kadının belirdiğini ve kaybolan kadınların ona benzediğini iddia eder. Bazıları ise gölün üzerinde garip yaratıklar gördüklerini söyler. Bu söylentiler, Miriam'in araştırmasını daha da karmaşık hale getirir ve onu bu gizemi çözmek için daha da derinlere götürür.

Miriam, delilleri bir araya getirdikçe, bu kaybolan kadınların hikayelerinin gerçek olduğuna inanmaya başlar. Bir şekilde, göldeki efsaneler gerçeğe dönüşmüş gibi görünmektedir. Ancak, Miriam'in bu bulguları kanıtlamak için daha fazla delile ihtiyacı vardır.

Bu gizemi çözmek için zaman daralırken, Miriam cesaretini toplar ve göle dalış yapmaya karar verir. Belki de cevaplar oradadır ve onun göldeki macerası kaybolan kadınların izini sürmesine yardımcı olur. Ancak, Miriam için gölde neyle karşılaşacağı bilinmez ve bu yolculuğun sonucu tam anlamıyla bir sürpriz olacaktır.

Bu hikaye, gizem dolu ve gerilim dolu bir macera sunarken aynı zamanda insanların hayal gücünü de tetikleyen bir yolculuğa davet ediyor. Miriam Leaf'in bu kayıp kadınların izini sürme macerası, okuyucuyu karanlık ve gizemli bir dünyaya çekiyor ve sonunda gerçeği bulmak için heyecan verici bir yolculuğa çıkarıyor.