Hikaye, ölmemiş ancak yaşlı bir vampir olan Augusto Pinochet üzerinde odaklanır. Bu dünyada 250 yıl yaşadıktan sonra, bir kez ve sonsuza kadar ölmeye karar vermiştir.
Augusto Pinochet, Şili'nin eski diktatörlerinden biri olarak tarihte yer alır. Ancak bu hikayede, Pinochet'in aslında sadece bir diktatör olmadığını, aynı zamanda bir vampir olduğunu görüyoruz. Uzun yaşamı ve güçlü vampir özellikleri sayesinde, olağanüstü bir varlık haline gelmiştir.
Ancak Pinochet, sonsuz yaşamın getirdiği yükleri ve acıları taşımaktan yorulmuştur. 250 yıl boyunca dünyada yaşamış, çeşitli savaşlara ve zorbalıklara şahit olmuştur. Artık insanlık dışı bir varlık olmaktan sıkılmış ve ölümü arzulamaktadır.
Ancak bir vampir olarak ölmek kolay değildir. Pinochet, vampirlerin ölümsüzlüğe en yakın olduğuna inandığı bir ritüel arayışına girer. Bu ritüel, ölümcül bir güce sahip olan "Karanlık İblis" adlı efsanevi bir varlıkla temas kurmayı içermektedir.
Pinochet, Karanlık İblis'i bulmak için dünyayı dolaşır. Bu yolculukta, insanlık tarihindeki çeşitli korkunç olaylarla karşılaşır. İnsanların acılarının ve korkularının kaynağı olan savaşlar, soykırımlar ve zorbalıkların ortasında dolaşırken, kendi vampirliğinin ve diktatörlüğünün ne kadar karanlık olduğunu da fark eder.
Sonunda, Pinochet Karanlık İblis ile karşılaşır. Ancak dileği tam olarak yerine getirilmez. Karanlık İblis, Pinochet'e ebedi bir yaşamın bedelini ödemek zorunda olduğunu söyler. Pinochet, sonsuz yaşamın bedelini ödemek için seçim yapmak zorunda kalır.
Bu noktada, hikaye birçok soruyu akla getirir. Pinochet, yaşadığı acılara değdiğine inanır mı? Sonsuz yaşamın maliyeti ne olabilir? Ve en önemlisi, bir diktatör ve vampir olarak, Pinochet aslında bir insan olmayı başarabilir mi?
Bu hikaye, yaşamın ve ölümün karmaşıklığı üzerine derin bir düşünce deneyimi sunar. Pinochet'in iç dünyasını keşfederken, kendi karanlık yanlarımızı da sorgulamamıza neden olur.
Loading...