Lilo ve stiç

Disney stüdyolarının son yıllarda ürettiği en enerjik animasyonlardan biri olan bu film, Hawaii’nin renkli atmosferini uzaydan düşen bir macerayla harmanlıyor. Hikâye, küçük Lilo’nun sahilde bulduğu tuhaf görünümlü yavru köpekle, yani kaçak deneyi Stiç’le tanışmasıyla başlıyor. Elbette Stiç’in bir anda ortalığı birbirine katması, galaktik ajanların peşine düşmesi ve Lilo’nun ablası Nani’nin tüm bu curcunayı toparlamaya çalışması işin tuzu biberi.

Filmin asıl gücü, gösterişli aksiyon sahnelerinden çok küçücük detaylarda saklı: ukulele tınıları, hula dansının ritmi ve Ohana vurgusuyla gelen sımsıcak aile hissi. Animasyonun pastel renk paleti, tropik adanın dokusunu perdeye taşırken mizah dozu, çocukları kahkahaya boğacak; yetişkin seyirciyi de göz kırpmadan bırakmayacak türden. Hızlı tempolu kovalamacalar kadar sakin anlarda verilen dostluk mesajı da gayet ölçülü.

Bir sinema eleştirmeni gözüyle baktığımda, Lilo ile Stiç arasındaki kimyanın filmin nabzını sürekli yüksek tuttuğunu söylemeliyim. Kısacası hem samimi hem eğlenceli, ailece defalarca izlenesi bir animasyon şöleni karşımızda.