Mama!

85 yaşında bir anne, Alzheimer hastalığı olan 65 yaşındaki kızına bakmak zorunda kalıyor.

Bu durum, her iki kadın için de oldukça zorlu bir deneyim olmalı. Yaşlı anne, kendisi de yaşlılıkla mücadele ederken, kızının Alzheimer hastalığından kaynaklanan sorunlarla uğraşmak zorunda kalıyor. Alzheimer, bir kişinin belleğini ve bilişsel işlevlerini etkileyen bir hastalıktır ve ilerleyen aşamalarda kişinin günlük yaşam aktivitelerini yapmasını engeller.

Anne, kızının bakımını üstlenerek adeta bir melek gibi davranıyor. Kızının günlük ihtiyaçlarını karşılamak, ona eşlik etmek, güvenliğini sağlamak ve en önemlisi, sevgi ve anlayışla yanında olmak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Bu süreçte, anne, kendi sağlığından ödün veriyor ve sürekli bir endişe ve yorgunluk içinde yaşıyor.

Çoğu zaman, anne kızını tanımıyor veya onunla iletişim kurmakta zorlanıyor. Ancak yine de, annenin kızına olan sevgisi ve bağlılığı hiç bitmiyor. İşte bu sevgi ve bağlılık, kızın hastalığının getirdiği zorlukları aşmasına yardımcı oluyor.

Bu durum aynı zamanda ailedeki diğer üyeleri de etkiliyor. Diğer kardeşler, anneyle birlikte kızın bakımına katkıda bulunmaya çalışıyorlar, ancak anne, bu görevi çoğunlukla tek başına üstleniyor. Bu da, annenin üzerinde daha fazla sorumluluk ve baskı yaratıyor.

Alzheimer hastalığı, aileleri hem fiziksel hem de duygusal olarak yorabilir. Ancak bu yaşlı anne, kızının yanında olduğu sürece, ona en iyi bakımı sunmayı ve onun ihtiyaçlarını karşılamayı sürdürecektir. Bu, gerçek anlamda sevgi ve özverinin bir göstergesidir.