Ruh Hali

New Jersey’de görev yapan tecrübeli dedektif Frank Malloy, yıllardır içine dert olan Kennedy suikastına dair yepyeni bir kanıtla karşılaşınca kendini tarihin gölgesinde soluk soluğa bir kovalamacanın ortasında buluyor. Şehrin loş ara sokaklarından Washington arşivlerine uzanan araştırması, hem politik entrikayı hem de kişisel takıntıları harmanlayarak izleyiciyi ilk dakikadan itibaren merak kıskacına alıyor. Yönetmen, kara film geleneğini modern polisiyenin tempolu yapısıyla buluşturmayı deniyor; bazen duraklayan ritimler olsa da gerilim duygusu pek dağılmıyor.

Filmin en güçlü yanı, başkarakterin iç çatışmasını olay örgüsüne yedirme becerisi. Frank, mesleki sorumluluğu ile kendi adalet arayışı arasında gidip gelirken seyirci, tek bir merminin çok daha büyük bir komployu nasıl tetikleyebileceğine tanık oluyor. Yan karakterler fazlaca karikatürize kalsa da atmosferik müzik ve 60’lar ruhunu yansıtan üretim tasarımı, anlatıya doyurucu bir derinlik katıyor. Neticede, tarih dersini polisiye heyecanla harmanlayan bu yapım, bir hafta sonu seansı için keyifli, hatta ufuk açıcı bir tercih.