The Defender

Son zamanların en çekişmeli konularından biri olan terörizm, bu filmde oldukça gerçekçi bir şekilde işleniyor. Dünya genelinde terör olaylarına tanıklık ediyoruz ve bu durum Amerika Birleşik Devletleri ile süregelen bir çatışmanın da fitilini ateşliyor. Filmin merkezinde, birçok kesim tarafından dünyanın en tehlikeli adamlarından biri olarak görülen Mohammed Jamar var. Jamar ve onun sadık ekibi, aylar süren kayboluşlarından sonra bile terör eylemlerine devam ediyorlar. Jamar, halk arasında bazı kesimler tarafından kahraman olarak görülse de, Amerika Birleşik Devletleri hükümeti için bir numaralı düşman konumunda.

Başkan, Jamar'ın ölmesinin onu daha da tehlikeli bir figür haline getireceğini düşünerek onun canlı olarak yakalanmasını talep ediyor. Bu yüzden, Amerikan özel kuvvetleri ve istihbarat birimleri, Jamar'ı yakalama görevinde zorlu bir mücadeleye giriyorlar. Film, bu süreçte yaşanan aksiyon dolu anları, gerilimli bekleyişleri ve stratejik hamleleri ustalıkla gözler önüne seriyor.

Gerçekten de, bu film terörizmin ve uluslararası çatışmaların çetrefilli dünyasını anlamak isteyenler için kaçınılmaz bir eser olmuş. İzlerken adeta bir yandan gerilim yaşarken, bir yandan da bu tür olayların global etkilerini daha iyi kavrayabiliyorsunuz. Global bir tehdit ve onun peşindeki uluslararası bir kovalamaca, izleyiciyi baştan sona sürükleyen bir hikayeye dönüşüyor.