The Man in My Basement

Charles Blakey, Sag Harbor’da yaşayan Afrikalı Amerikalı bir adam. Hayatı çıkmazda, şansı yaver gitmiyor ve atadan kalma evini kaybetmenin eşiğinde. Tam bu sırada, Avrupa aksanlı tuhaf bir beyaz iş insanı ortaya çıkıyor ve yaz boyunca bodrumu kiralamak istediğini söylüyor. Teklif kulağa masum geliyor, para da hazır; ama şartlar garip, gizlilik ısrarı fazla.

Bu noktadan sonra hikaye film gibi akıyor. Küçük sahil kasabasının sıcak yaz günlerinde gerilim ağır ağır tırmanıyor. Charles, borçlarıyla onuru arasında sıkışırken misafirinin kim olduğunu, ne sakladığını ve bu anlaşmanın bedelini düşünmeye başlıyor. Irk, sınıf ve güven temaları sade bir dille ama etkili bir atmosferle işleniyor. İzler gibi okutan, karakter odaklı bir gerilim; bodrum kapısı her açıldığında soru işaretleri çoğalıyor, cevaplar ise gecikiyor.