Uppercut

Akşam oluyor. Gün yavaşça geceye doğru kayıyor ve direnişle birlikte ilerliyor. Steph, Berlin-Wedding'deki Rick'in boks stüdyosuna giriyor. Kendinden emin olmayan, vahşi ve hayal kırıklığına uğramış - ve kararlı. Tanınma istiyor. Rick'ten. Jimnastik salonunun sahibi, biraz kaba ama kalbi yerinde bir adam. Rick, boks stüdyosunda maskulen bir atmosfer yaratmayı başardı. Steph, bu atmosferde huzur bulduğunu düşünüyor. Kendine güveni yok, biraz karmaşık, ama içindeki boksçuyu ortaya çıkarmak istiyor. Bir şeyler başarmak istiyor ve bunu Rick'e kanıtlamak istiyor. Ancak Steph için en büyük engel kendi içindeki şüphe ve korku. Henüz tam anlamıyla boks dünyasına adım atmış değil ve bu yolculuk zorlu olacak. Ancak Steph için boks sadece bir spor değil, aynı zamanda kendini keşfetme ve sınırlarını zorlama aracı. Bu yüzden, Rick'in stüdyosunda, kendi yeteneklerini ve potansiyelini keşfetmeye kararlı bir şekilde ilerliyor. Kendi içindeki ateşi tutuşturmak ve kendi kendine güvenini kazanmak için bu yolculuğa çıkıyor. Ve belki de, Rick'in ona verdiği şansla, kendi adını boks dünyasında duyuracak.