Azor

Arjantin'de 1980 yılında geçen hikayede, Yvan adında biri finans sektöründe çalışıyor. Bir gün ortağı ansızın ortadan kaybolunca, Yvan Cenevre'den Buenos Aires'e gelerek onun yerini almak üzere yola çıkar. Ancak bu seyahat onu beklenmedik olaylara sürükler. Çünkü bu dönemde Arjantin askeri yönetim altındadır ve Buenos Aires sürekli gözetim altındadır.

Yvan, tuhaf bir şekilde kendini kolonyalizmin hüküm sürdüğü bir "kirli savaş" ortamının tam ortasında bulur. Bu toplumda, insanlar sürekli korku içinde yaşarlar ve her an her şeyin gözetlendiğini bilirler. Yvan, bu ortamda hayatta kalmak ve gizemli ortağının yerini bulmak için çeşitli tehlikelerle başa çıkmak zorunda kalır.

Buenos Aires'in sokaklarında dolaşırken, Yvan, askeri güçlerin baskısı altında olduğunu hisseder. Ülkenin diktatörü, halkın gözünü korkutarak kendisine itaat etmelerini sağlamıştır. Yvan, her an yakalanma korkusuyla yaşar ve sürekli bir takip altında olduğunu düşünür.

Bu karmaşık ve tehlikeli ortamda, Yvan, ortağının gizemli kayboluşunun arkasındaki gerçeği ortaya çıkarmak için ipuçlarını takip etmeye başlar. Ancak her adımında tehlikelerle karşılaşır ve bu kirli savaşın derinliklerinde kaybolur.

Arjantin'in bu karanlık dönemi, insanların yaşadıkları korku ve güvensizlik duygularıyla doludur. Yvan, bu anlatının merkezinde, diktatörlük altındaki bir ülkede bir insanın hayatta kalma mücadelesini temsil eder. Bu hikaye, insan doğasının zorluklar karşısında nasıl sınandığını ve umutsuzlukla nasıl mücadele edildiğini anlatır.

Bu zorlu macerada Yvan, kendisiyle yüzleşir ve içindeki cesareti keşfeder. Arjantin'in karanlık sırlarını açığa çıkarmak için tehlike dolu bir yolculuğa çıkar ve belki de ortağının izini bulur. Tüm bu olaylar, okuyucuya, insanın hayatta karşılaştığı zorluklarla nasıl mücadele edebileceği ve umutsuzluktan nasıl sıyrılabileceği konusunda ilham verir.