Düşüş

Willis, hayatının son dönemine gelmiş, kaba, sinirli, vurdum duymaz bir adamdır. Kendi çiftlik evinde tek başına yaşamakta olan Willis, artık Californiya’da çocuklarına ve torunlarına daha yakında olabilmek için bir ev almak istemektedir. Bunun için oğlu John’a, onu getirmesi için çağırır. Oğluyla şehre gelen Willis, aksiliği ve asabiliğiyle oğlu John’a rahat vermez. Özellikle oğlunun sıradışı ilişkisine sürekli laf eden Willis’e oğlu ve kocası bir laf etmez. Torunu ile güzel vakit geçiren Willis, aileyle güzel vakit geçirir. Fakat yaşlılığı nedeniyle huysuzluğu üzerindedir. Buna ek olarak bunama baş gösterir ve beklenmedik anlarda hayaller görmeye, insanların isimlerini unutmaya başlar. Bu zor dönemde John, babasıyla olan geçmişini hatırlar. Mutlu ve sevimli aileleri, kardeşi Sarah doğduktan sonra, Willis’in sinirli ve asabi tavrı giderek artar ve eşi Gwen ile boşanırlar. Çocukların ufak yaşları nedeniyle bu ayrılık onları oldukça etkiler. Üstelik Willis’in kısa süre sonra Jill adında yeni bir genç kadınla evlenmesi ile çocuklar ve Willis arasındaki bağı giderek kopartır. Torunlarının kendinden farklı şekillerde yaşamaları, oğlunun sıra dışı oluşuna da sürekli çıkışmasıyla, Willis tam bir kuşak çatışması örneği sergilemektedir. Hayatı boyunca yaptığı hatalar ve durumlar nedeniyle etrafındaki herkesi giderek uzaklaştıran Willis’e hâlâ oğlu ve kızı değer vermektedir. Geçmiş ve günümüz arasında gidip gelen Willis, hayatının son zamanlarında bile kötü huylarından kendini alamamıştır.Ünlü oyuncu Viggo Mortensen’in muhteşem bir iş çıkartarak hem yazıp yönettiği, hem de başrolünde oynadığı Falling – Düşüş, Toronto Film Festivali, Avrupa Film Ödülleri gibi yarışma ve festivallerde jüriden ve izleyicilerden tam not almıştır.