Older Gods

Bir adam, arkadaşının ölümüne neden olan kıyamet kültünü araştırmaya çalışırken deliliğe doğru sürüklenir.

Hikayemiz, meraklı bir adamın başından geçen olayları anlatıyor. Bu adamın bir arkadaşı, gizemli bir kıyamet kültü tarafından öldürülür. Arkadaşının bu trajik ölümüyle sarsılan adam, adaletsizliğe karşı savaşmaya karar verir ve kültün peşine düşer. Fakat ne yazık ki, bu araştırma onu başka bir dünyaya götürür: deliliğin derinliklerine.

Başlarda sadece adalet arayışında olan adam, zamanla kendi sınırlarını aşarak büyük bir obsesyonun içine düşer. Kıyamet kültünün peşine takıldıkça, zihninde tuhaf düşünceler belirir ve gerçeklikle kurgu arasındaki çizgi bulanıklaşır. Artık hangi gerçeklikte olduğunu bile bilemez hale gelir.

Delilik, onun düşmanlarıyla mücadele etmek için kullandığı bir silaha dönüşür. Zihni, ölüm dolu imgeler ve korkunç düşüncelerle dolup taşar. İçinde biriken öfke, intikam ateşini körüklese de, onu bir yandan da yıkıma sürükler.

Bu hikaye, insan zihninin ne kadar karmaşık ve kırılgan olduğunu gözler önüne seriyor. Araştırma tutkusu, adalet arayışı ve intikam duygusu, insanı ne kadar ileriye sürükleyebilir? Bu soruların cevaplarını ararken, kahramanımızın zihinsel çöküşüne tanık oluyoruz.

Ancak, unutmamak gerekir ki, bu sadece bir hikayedir ve gerçeklik ile kurgu arasındaki çizgi her zaman net bir şekilde çizilemez. Delilik, insan doğasının bir parçasıdır ve bazen sınırlarımızı test etmek, anlam arayışımızın bir parçası haline gelir.