Uçuş 811

Azra ve Cengiz, Amerika Birleşik Devletleri'nde düzenlenecek bir müzayede için değeri 2 milyon doları bulan bir değerli taşı götürmekle görevlendirilirler. İkili, bu önemli görevi yerine getirmek için uçağa binecektir. Ancak, hayatlarındaki her şeyin beklenmedik bir şekilde değişeceğini bilmeden yola çıkarlar.

811 numaralı uçağa binen Azra ve Cengiz, heyecan içinde yolculuklarını tamamlayacaklarını düşünmektedir. Ancak, beklemedikleri bir olayla karşılaşırlar. Uçakta bulunan bir yolcu aniden ve şüpheli bir şekilde hayatını kaybeder. Bu olay, tüm yolcuların kalplerini hızla çarpmaya başlatırken, Azra ve Cengiz için de bir dönüm noktası olacaktır.

Uçaktaki diğer yolcular panik içinde birbirleriyle konuşmaya başlarlar. Kimse ne olduğunu tam olarak anlayamazken, Azra ve Cengiz, şaşkınlık içinde olanları izlemekte ve kendilerini durumu anlamaya çalışmaktadır. Bu beklenmedik durum, görevlerini yerine getirme konusunda kafalarını karıştırırken, aynı zamanda korku ve tedirginlikle dolu bir atmosfer yaratır.

Uçakta yaşanan bu ölüm olayı, Azra ve Cengiz'in hayatlarında birçok şeyi değiştirecektir. Daha önce sakin ve normal bir yolculuk hayal ederken, şimdi bir cinayet soruşturmasının içine çekildiklerini fark ederler. Hayatları tehlikeye girmiştir ve bu değerli taşı koruma görevleri, birdenbire daha karmaşık ve riskli bir hal almıştır.

Azra ve Cengiz, bu beklenmedik durumu çözmek için ellerinden geleni yapmak zorundadırlar. İkili, uçaktaki diğer yolcularla işbirliği yaparak, olayı aydınlatmaya ve gerçeği ortaya çıkarmaya çalışacaklardır. Ancak, bu süreçte kendi hayatları da tehlikede olacaktır.

İkinci sınıf bir yolculuk olarak düşündükleri bu seyahat, Azra ve Cengiz için tam bir macera dolu yolculuğa dönüşmektedir. İkili, taşı güvenli bir şekilde müzayede yerine ulaştırmak için büyük bir mücadele verecek ve hayatlarının hiç olmadığı kadar zorlu bir deneyim yaşayacaklardır.